Sağlık Platformu

Çok Komik

Çok Komik

4 Ekim 2007 Perşembe

DÜNYA OKUL SÜT GÜNÜ (27 EYLÜL)

Beslenme, insanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan enerji ve besin öğelerinin yeterli miktarlarda düzenli olarak alınmasıdır. Enerji ve besin öğeleri ihtiyaçlarının karşılanmasında en önemli besin gruplarından biri süt ve süt ürünleridir. Süt ve süt ürünlerinin yeterli miktarlarda tüketimi özellikle büyüme ve gelişmenin hızlı olduğu okul çağı çocukları başta olmak üzere her yaş grubu için büyük önem taşımaktadır. Ancak yapılan araştırmalar ülkemizde bu besin grubunun tüketim düzeyinin önerilen miktarların çok altında olduğunu göstermektedir.

Bu sebeplerden dolayı süt ve süt ürünlerinin tüketiminin teşvik edilmesi ve bu konuda bir toplum bilincinin oluşturulması amacıyla dünyada her yıl 27 Eylül Dünya Okul Süt Günü olarak kutlanmaktadır. Yaşamın her döneminde tüketilmesi gereken sütün, faydalarından bazılarını şöyle sıralayabiliriz;

Sindirim Sistemini Düzene Sokar.
Büyüme ve Gelişmeyi Destekler.
Dişleri Korur ve Çürükleri önler.
Hücre ve Doku Oluşumunda Rol Alır.
Saç ve Tırnak Oluşumunda Rol Alır.
Yaraların Çabuk Kapanmasına Yardımcı Olur
Beynin Gelişiminde ve Çalışmasında Faydalıdır.
Hücreleri Onarır. Kemikleri Sertleştirir.
Bağışıklık Sistemini Güçlendirir.
Hızlı büyüme ve gelişme nedeni ile okul çağı çocukların pek çok benin öğesine olan ihtiyacı, hayatın diğer dönemlerine oranla daha fazladır. Bu dönemde çocukların doğru beslenme alışkanlıkları kazanması ile yeterli ve dengeli beslenmeleri oldukça önemli bir husustur. Öğrencilere temel beslenme bilgilerinin verilmesi, öğrenilen bilgilerin davranışa dönüştürülmesi, yanlış beslenme alışkanlıklarına zamanında müdahale edilmesi ve beslenme davranışları ile örnek olma konusunda ailelere, sağlık personeline ve öğretmenlere önemli sorumluluklar düşmektedir.

Sütün önemini anlatmak ve okul çağı çocukların süt tüketim bilincini geliştirmek amacıyla Türkiye'deki tüm ilköğretim okullarında 2007 - 2008 eğitim öğretim yılında eğitim faaliyeti gerçekleştirilecektir. Bu amaçla gerekli planlamalar yapılmaktadır.

SAĞLIK İÇİN SAĞLIKLI SÜT İÇİN! (*)

(*)T.C.Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Gıda Güvenliği Daire Başkanlığı Ülkemizde Süt ve Süt Ürünleri Tüketimi ve Kahvaltı Yapma Alışkanlığı Raporu'ndan alınmıştır.

Yeterli ve dengeli beslenmenin insan ve toplum yaşamındaki önemi gün geçtikçe daha iyi anlaşılmaktadır. Yeterli ve dengeli beslenme sonucu, fiziksel ve zihinsel yönden sağlıklı olan toplum bireyleri, yeteneklerini ortaya koyarak yaptıkları üretim ve hizmetlerle, ülke kalkınmasına da büyük katkıda bulunmaktadırlar. Toplumun beslenme konusundaki bilgi düzeyinin yetersiz olması ülkemizdeki beslenme sorunlarının başta gelen nedenlerinden biridir.

İnsan beslenmesinde sütün oldukça önemli bir yeri vardır. İnsan beslenmesi için gerekli bütün besin öğelerini yeterli miktarda içermemesine rağmen, süt mevcut besinler içinde en komple olanıdır. Bu nitelik özellikle vücudun enerjisi, yapısı ve biyokimyasal işlemleri için gerekli belli başlı besin öğelerini diğer besinlere göre daha yeterli ve dengeli içermesinden gelmektedir. Özellikle çocukluk, hamilelik, emziklilik ve yaşlılık dönemlerinde sütün önemi iyi bilinmektedir. Kalsiyumun temel kaynağı olarak bilinen süt ve süt ürünlerinin yetersiz düzeyde tüketilmesi, özellikle kemik sağlığı üzerinde uzun süreli ciddi ve zararlı etkiler oluşturabilmektedir. Organizmanın gelişimi açısından gerekli olan kalsiyum çocuklarda kemiklerin ve dişlerin oluşumunda önemli rol oynarken, A vitamini göz ve diş sağlığına, E vitamini bağışıklık sisteminin güçlenmesine, B vitamini iştah, sinir ve sindirim sisteminin düzenlenmesine, D vitamini ise, özellikle çocuklarda diş ve kemiklerin büyümesine ve gelişimine etki etmektedir. Bunun yanı sıra, sütün içeriğindeki biotin, saç ve deri sağlığı için önem taşırken, B2 vitamini büyümeyi hızlandırmaktadır. Bu nedenle, büyüme çağındaki çocuk ve gençlerin günde en az 500 gram süt ya da ona eşdeğer yoğurt tüketmesi gerekmektedir.

Ortalama sütün % 87,5' i su, % 3,5' i protein, % 3,5' i yağ, %5,2'si karbonhidrat ve % 1,0 kadarı da minarelerden oluşmuştur. Günde 2 bardak süt içerek; vücudun ihtiyaç duyduğu kalsiyumun %75'i, fosforun %60'ı ve iyodun %25'i, B2 ve B12 vitamini ihtiyacının ise %77'si karşılanabilmektedir. Süt ve süt ürünleri tüketimini süt üretimi büyük ölçüde etkilemektedir. Halkın ekonomik durumu, beslenme alışkanlıkları da süt ve süt ürünleri tüketimi üzerinde etkili olan etmenlerdendir. Süt tüketimi her ülkede ve her toplumda aynı değildir. En çok süt tüketen ülkeler arasında Kuzey Amerika, Batı Avrupa ve Avustralya gelmektedir. Türkiye' de kişi başına tüketilen süt miktarı yılda 25-30 kg olarak verilmektedir. Bu rakam sokak sütü satışının önüne geçilemediği ve kayıt altına alınamadığı için bu şekildedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2002 Hane halkı Bütçe Anketi sonuçlarına göre 1994 yılından 2002 yılına kişi başına düşen aylık ortalama, yoğurt tüketimi 1329 gramdan 1539 grama, süt tüketimi 2,4 litreden 2,8 litreye yükselirken, peynir tüketiminin 650 gramdan 430 grama düştüğü belirlenmiştir. Günlük beslenmemizde süt genel olarak içme sütü şeklinde veya yoğurt, peynir, çökelek şeklinde kullanılır.

Yeterli ve dengeli beslenmek için dört besin grubundan her gün önerilen miktarlarda tüketilmeli ve öğün atlanmadan düzenli bir şekilde beslenilmelidir. Bilindiği gibi üç ana ve üç ara öğünümüz vardır. Kahvaltı günün en önemli öğünü olmakla birlikte en çok atlanan öğündür. Oysa güne istekli başlamada ve elverişli bir biçimde sürdürmede kahvaltı yapmak ve kahvaltıda bulunan besinlerin miktarı ve çeşitliliği büyük önem taşımaktadır. Dengeli bir kahvaltı ile günlük enerjinin ¼'ü ya da en az 1/5'inin karşılanması gerekmektedir. Kahvaltıda yeterli protein tüketen bireylerde iş verimi ve reaksiyon hızı yüksektir. Kahvaltı yapmayan bireylerde iş verimi önemli ölçüde azalır, anlama ve kavrama hızı düşer. Kahvaltının ayrıca okul çocuklarının beslenme durumunu iyileştirerek, bilişsel performansı arttırdığı ve eğitimin daha etkinleşmesine katkısı olduğu bildirilmektedir. Kahvaltıda tüketilecek protein miktarı kan şekerini düzenlemede ve dolayısı ile yorgunluk, açlık gibi duyguların önlenmesinde de etkili olmaktadır. Kahvaltıda meyve ya da sebze yenilmesi bu öğünü besin öğeleri bakımından dengelediği gibi içerdikleri posa nedeni ile de emilimi düşürerek doygunluğu daha uzun süre sağlamakta kan şekerinin de daha geç düşmesine yardımcı olmaktadır. Ayrıca kan kolesterol düzeyini düşürmede de etkili olmaktadır. Tüm bu hususlar göz önüne alındığında kahvaltıda bir bardak süt içmek, bir adet portakal, domates, salatalık ve benzeri bir sebze ya da meyve tüketmek güne dinamik ve sağlıklı başlamak açısından önemlidir.